21 Temmuz 2012 Cumartesi

Pink Floyd'dan The Wall

Müziğe bakışımı değiştiren, ana babalarımızın dinlediklerinin dışında bir tarz olduğunu gösteren ve Another Brick In The Wall Pt.2 ile yıllarca zihnimi esir alan eşsiz album! 80 başlarıydı benden 1 ve 5 yaş büyük iki kuzenimle birlikte müzikal bir yolculuğa çıkmıştım. Uriah Heep, Bad Company, Sweet gibi protometal babaları, tüm zamanların en çok satan albumlerinin başrol oyuncusu Hotel California ve illaki The Wall!
79 senesi kutsal milad benim için; NWOBHM'ın doğumu! Sanki PF da bunun şerefine en sert ama en konsept albumlerinden birini yapmış:) Tabi yıllar sonra 87'de sinemada filmini izleyince tam abondone olmuştum. Gerçi filmi beta kopyasından izleye izleye de ezberlemiştim. Koleksiyona gelince The Wall'lu ne varsa toplayayım diye bir kompletist takıntım olmadı. Ama kader farklı formatlarını bir araya getirdi; Plak babamın 86'daki Fransa ziyaretinden ki diğer plağın Metal Church'dan The Dark olduğunu düşünürseniz PF'a verdiğim değer çıkar ortaya. Bu arada plak hem gatefold hem duble'dir ve ortadan açıldığında eşsiz bir gravür yer alır içinde! CD Emi UK baskı, tıpkı kaset gibi. Kaseti her gün arabama aldığım bir arkadaş hediye etmişti, Eskortumun sadece kasetçaları olmasından kelli:) 45lik de kelepir düştü! Bir de sonradan farkettim ki Roger Waters'ın 90'daki Live In Berlin'i de varmış arşivimde. Neyse Waters'ları ayrı çalışırız. Tüm bu tantanadan sonra hayatımı değiştiren şarkı: Happiest days'le Part 2, ikisi bir arada tadında! 0:30'da başlayan bateri, pardon çekiç seslerini setle desibel rekorları kırarken az mı dinledik:-)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder